- İyonize Alkali Su
- Detoks sıvıları
- Hücresel beslenme desteği
- Ozon sauna
- İnfrared sauna
- Detoks masajı
- Rehberli yoga ve meditasyon
- Fitness Egzersizleri
- Probiyotikler
- Wellbeing Konuşmaları
Tıbbi beslenme, bedenin sağlığını korumak, hastalıkların oluşumunu engellemek, var olan hastalıkların seyrini yavaşlatmak veya iyileşmeye yardımcı olmak için tasarlanmış bireye özgü beslenme yaklaşımıdır.
Beslenme, yalnızca vücudun ihtiyacı olan kaloriyi almak veya açlığımızı yatıştırmak için yapılan bir eylem de değildir. Bedenimizin ihtiyacı olan kaloriyi almanın ve keyifle karnımızı doyurmanın yanında, hücrelerimizin, enerji santrallerimizin, tüm organ ve sistemlerimizin ihtiyacı olan vitamini, minerali, aminoasiti, yağ asitlerini ve birçok fitomolekülü sağlıklı dengeli ve canlı olarak alabilmektir.
Günümüzde hastalıkların önlenmesinde beslenme faktörünün önemi daha iyi anlaşılmıştır. Bu konuda eğitim alan doktorların ve diyetisyenlerin sayısının artması ve sosyal medyadaki hızlı iletişim ağı sayesinde her geçen gün daha fazla farkındalık oluşmaktadır. Tıbbi beslenme ile birçok hastalığın seyrinin yavaşlamasına hatta şifaya yardımcı olunur.
Faydaları
Günümüz insanı gereğinden fazla gıda tüketmesine rağmen ihtiyacı olan temel birçok vitamin, mineral, aminoasit ve esansiyel yağları bu gıdalardan alamaz. Bir anlamda insanlar sürekli tok olmalarına karşılık hücreler açlık yaşar. Ayrıca günümüz beslenme alışkanlığı sindirim sistemini zorlayan, ona temizlik, bakım ve onarım fırsatı vermeyen bir süreklilik göstermektedir. Bu durumun sürekliliği zamanla sindirim sisteminde zayıflık ve işlev kaybı olarak ortaya çıkar. Tıbbi beslenme sırasında modern beslenme tarzı ile alınan birçok gereksiz hatta zararlı gıdalar yerine hücresel beslenme için gerekli olan mikrobesinlerin emilimine odaklanılır. Bu sayede mikrobesinlerin hızlıca emilmesi ve hücresel düzeydeki eksikliklerin tamamlanması hedeflenir.
Günümüz beslenme tarzı genellikler kalorisi yüksek besin değeri düşük gıdalardan oluşmaktadır. Kalorisi yüksek karbonhidrat ağırlıklı beslenme nedeniyle vücudumuzda enerji kaynağı olarak sadece karbonhidratlar kullanılır ve asıl enerji kaynağı olan yağ asitleri kullanılamaz. Bu nedenle hem fazla alınmış olan karbonhidratlar yağa dönüştürülür hem de enerji kaynağı olarak depolanmış yağlar kullanılamaz. Tıbbi beslenme ile kalori açısından düşük ancak besin değeri yüksek gıdalar alınır. Bu sayede günlük metabolizmanın gereksinim duyduğu kaloriden daha az bir kalori alınmış olur. Böylece depolanmış olan yağların yıkım süreci başlatılır. Depo yağların yıkımı ile aynı zamanda atılamadığı için yağ hücrelerinde depolanan toksinler de açığa çıkar ve antioksidandan zengin mikrobesinlerin desteği ile toksinlerin de vücuttan uzaklaştırılmasına yardımcı olunur.
Yaşlanma karşıtı etkiler bedenimizde bağışıklık sisteminin kontrolü altındadır. Tıbbi beslenme ile vücudumuzdaki enzim, mineral, vitamin ve aminoasitler gibi temel maddelerin eksikliği giderilir. Aynı zamanda hücresel düzeyde arınma başladığında, bağışıklık sistemi toksinlerle uğraşmak yerine onarım, yenilenme ve gelişime odaklanır. Bu sayede tüm organ ve sistemlerde rahatlama ve gençleşme etkileri ortaya çıkmaya başlar.
Kalp damar hastalıklarındaki artışın en önemli nedenlerinden biri de modern beslenme alışkanlıklarıdır. Hücresel ihtiyaçları karşılayacak temel besin ögelerinden yoksun beslenme zamanla tüm vücut sistemlerinde işlev kaybına neden olur. Hücrelerin tüm ihtiyacını karşılayan ve atıkların uzaklaştırılmasını sağlayan kalp damar sistemi bu durumdan en çok etkilenen sistemdir. Tıbbi beslenme ile hücresel ihtiyaçların karşılanması, metabolik süreçlerin fizyolojik ayarlarına döndürülmesi amaçlanır. Bu durumda sağlıklı kan dolaşımı temin edilerek kalp hastalıkları riskinde azalmaya yardımcı olunur.
Günümüzde tükettiğimiz gıdaların içeriği insan sindirim sisteminin binlerce yıldan beri adapte olduğu fizyolojik özellikleri zorlar niteliktedir. Ayrıca gıdaların tarladan rafa kadar tüm üretim süreçlerinde kullanılan kimyasallar, zamanla bedende kimyasal birikime neden olur. Tıbbi beslenme ile sindirim sisteminin zorlandığı beslenme alışkanlıklarına ara vererek sistemin yükü hafifletir. Sisteme temizlik, bakım, onarım, tamirat ve tadilat imkânı sağlanır. Bu sayede sistemin normal ayarlarına dönmesine destek olunur. Birçok hastalığın temelinde yer alan sindirim problemlerinin düzelmesine yardımcı olunur.
Tüm dünyada gittikçe artan kanser ve diğer tüm kronik hastalıkların temelinde, vücudumuzdaki kronik inflamasyon (mikropsuz iltihap) yer almaktadır. Kronik inflamasyonun temelinde ise sağlıksız beslenme ve vücudumuzdaki toksin birikimi yer alır. Tıbbi beslenme programı, toksinlerden arınma ile bağışıklık sistemini sürekli meşgul eden inflamasyon yangının söndürülmesine yardımcı olur.
Bedenimizin herhangi bir yerinde toksik birikim veya bir hasar varsa bağışıklık sistemi alarma geçer ve sorun çözülene kadar bu alarm durumu devam eder. Atılması gereken bir atık vücuttan uzaklaştırılamıyorsa bağışıklık sistemi o bölgede gerekli önlemleri alır ve sorunu bölgesel düzeyde sınırlamak ister. Bu nedenle atılamayan toksinler çözülmemiş sorun olarak bağışıklık sistemini sürekli meşgul eder. Tıbbi beslenme ile alınan antioksidanlar bu toksinlerin atılımını sağladıkça, bağışıklık sisteminin gücü artar ve sitem enerjisini onarım ve yenilenme için kullanmaya yardımcı olur.
Düzensiz beslenme ve rafine gıdaların tüketilmesi kan şekerinde ani dalgalanmalara neden olur. Bu dalgalanmaların ötesinde karbonhidratlardan zengin diyet ile beslenme nedeni ile kan şekeri sürekli yüksek düzeyde kalır. Kan şeker düzeyini 75-110 arasında tutmak için karmaşık bir metabolik sistem vardır. Kan şekerinin sürekli yüksekliği zamanla metabolik bir kırılmaya neden olur. Sonuçta hücre içine glikozun girişini sağlayan insüline karşı direnç gelişmeye başlar. Bu durumun devam etmesi metabolik sendrom denilen, insülin direnciyle başlayıp, diyabet ve kalp damar hastalıkları ile devam eden hastalık sürecini tetikler. Tıbbi beslenme ile kan glikoz düzeyindeki dengeyi alternatif yollarla dengede tutan metabolizmamızdaki alternatif yolların devreye girmesi hedeflenir. Karbonhidrat kısıtlaması yapılarak, vücutta yağların ve ketonların enerji kaynağı olarak kullanılacağı yolakların harekete geçmesi amaçlanır. Sonuçta hem hücrelerin ihtiyacı olan temel maddelerin tamamlanması hem de metabolizmanın normal fizyolojik sürece yönlenmesi hedeflenir.
PROGRAM AKIŞI
diğer programlarımız
MANİCİLIFE
Biraz kendinize zaman ayırıp, vücudunuza ve zihninize odaklanmak istiyorsanız Manici Life sizin için en doğru adres. Çok özel programlarımızı ve doğanın içindeki bu ortamı size özel hazırlıyoruz.
Copyright © 2022 ManiciLife
Formumuzu doldurarak talebinizi iletebilirsiniz. Müşteri temsilcilerimiz en kısa zamanla sizinle iletişime geçecektir.
Rezervasyon formunu doldurarak müsaitlik durumunu sorgulayabilirsiniz. Bilgileriniz bize ulaştıktan sonra ekibimiz sizinle iletişime geçip programlarımız hakkında detaylı bilgi verecektir.
Size en uygun programı seçebilmemiz için notlar kısmına tüm sorunlarınızı ekleyebilirsiniz.